Tevhid Davet'inde Geçmişiyle Yargılanan Müslüman Kardeşime?

Tevhid Davetçisine Geçmişiyle Saldıranlara Cevap

Küfrün karanlıklarından vahyin aydınlığına bir yolculukta, insan ne zaman hakka yönelirse; şeytan ve dostları da o zaman harekete geçiyor. Özellikle de Tevhid'i anlatmaya, insanları Allah’a kulluğa davet etmeye başladığında, birden herkes senin geçmişini hatırlamaya başlıyor.

“Sen kim oluyorsun da bize din anlatıyorsun?”
“Senin geçmişin tertemiz mi ki konuşuyorsun?”
“Daha düne kadar sen şuradaydın, şimdi ne oldun da hoca kesildin?”
Bu ve benzeri ithamlar, aslında davetin özünü değil, davetçiyi hedef alır. Ama bu dil yeni değil. Aynı dili Nuh’a söylediler. Aynı dili Rasulullah’a söylediler. Aynı dili bugün de söylüyorlar.

Ama unuttukları bir şey var:
Cennet, tövbe eden günahkârlarla doludur!

Tövbe Eden, Günah İşlememiş Gibidir

Biz geçmişi tertemiz olan insanlar değiliz. Ama Rabbimiz tertemiz bir tevbenin, geçmişi silip süpüreceğini bildiriyor. Furkan Suresi 70. ayet bu konuda net:

“Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel işleyenler başka. İşte Allah, onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhametlidir.”
(Tevhid Meali, Furkan 25:70)

Yani Allah azze ve celle, samimi bir yönelişle tövbe edenin geçmişini silmekle kalmaz; onu iyiliklere çevirir. Bu, bize Allah’ın rahmet kapısının ne kadar geniş olduğunu gösterir.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da şöyle buyurur:

“Tövbe eden kişi, günah işlememiş gibidir.”
(İbn Mâce, Zühd 30)

Geçmişinle Değil, Yöneldiğin İstikametle Yargılanırsın

Tevhid daveti, geçmişini aklayan değil; Allah’a teslimiyetle geleceğini inşa eden bir yoldur. İnsanlar senin dününü bilir. Ama senin bugün Allah’a yönelişini, samimiyetini, gözyaşlarını, seccadede geçirdiğin geceleri bilemez.

Onlar senin geçmişinle hüküm verir.
Ama Allah senin tevbenle ve istikametinle hüküm verir.

Onlar senin dününe takılır.
Ama Allah senin bugünkü niyetine ve yönelişine bakar.

Onlar seni hâlâ eski defterlerle yargılar.
Ama Allah, senin için yepyeni bir sayfa açmıştır.

Davet Yolunda Kararlılık Göstermek Zorundayız

Bizim davamız şahıs değil, hakikattir. Bugün tevhid yolunda yürüyen herkes, geçmişi ne olursa olsun, Allah katında değerlidir. Önemli olan nereden geldiğin değil, nereye gittiğindir.

Unutmayalım ki:

Ömer (radıyallahu anh) bir zamanlar Rasulullah’ı öldürmek için yola çıkmıştı. Sonra ikinci halife oldu.
Halid b. Velid (radıyallahu anh) yıllarca İslam’a karşı savaştı. Sonra "Allah’ın Kılıcı" oldu.
Bizim de geçmişimizde karanlıklar olabilir. Ama bugün nurun izindeyiz, elhamdulillah.

Kapanış: Hedefimiz Allah’ın Rızasıdır

Bizi bilenler konuşacak.
Sustuklarımız, konuşanlardan daha çok şey anlatacak.
Biz kimseye kendimizi ispat etmek zorunda değiliz.
Biz yalnızca Allah’a kulluğumuzu ve sadakatimizi ispat etmeye çalışıyoruz.

Son söz olarak:

"Geçmişim günahlarla dolu olabilir. Ama Rabbim bağışlayandır. Bugün Tevhid ile yürüyorsam, bu Allah’ın bana rahmetidir. Ve ben bu rahmeti anlatmaya devam edeceğim."