27 Temmuz 2025 Pazar 01:24:58


Ömer Muhtar Kİmdir? (Biyografi)

Ömer Muhtar Kİmdir? (Biyografi)

Ömer Muhtar: Tevhid’in Onurlu Sesi, Zillete Boyun Eğmeyen Mücahid

Ömer Muhtar (1862 - 16 Eylül 1931), İtalyan sömürgeciliğine karşı Libya’da yaklaşık yirmi yıl boyunca kesintisiz cihad etmiş, hayatının sonuna kadar izzetten taviz vermemiş tevhid ehli bir Müslüman ve ümmet önderidir. Direnişi sadece bir toprak savunması değil, batıl karşısında hakkı ayakta tutma mücadelesidir.


Aslen Kimdi, Nereden Geldi?

Ömer Muhtar, 1862 yılında Libya’nın doğusundaki Butnan bölgesinde, küçük bir köy olan Zaviyye el-Cancûb’ta doğdu. Babası, fakir ama salih bir Müslümandı. Ömer, küçük yaşta yetim kaldı. Onu büyüten ve eğiten kişi, Senûsî Hareketi’nin alimlerinden olan Şeyh Hüseyin Ghariani’ydi.
Kur’an’ı genç yaşta ezberledi. Ardından Senûsî Hareketi’nin Caghbub ve Kufra’daki medreselerinde eğitim aldı. Bu hareket, o dönemin Libya’sında sadece bir tarikat değil, aynı zamanda sömürgecilikle mücadele eden İslami bir teşkilattı. Yani Ömer Muhtar, hem ilim hem de cihadla yoğrulmuş bir davetçiydi.


İtalyanlara Karşı Başlayan Tevhid Üzere Direniş

1911 yılında İtalya, Osmanlı’nın zayıflığını fırsat bilerek Libya’yı işgal etti. Bu işgal üzerine Ömer Muhtar silah kuşandı. Ancak onun mücadelesi salt bir vatan savunması değildi. O, İtalyanların getirdiği batıl yaşam tarzına, küfür sistemine ve İslam’ın tasfiyesine karşı savaşıyordu.
Cebel-i Ahdar (Yeşil Dağlar) bölgesini üs edindi. Yaşlıydı ama dağ tecrübesi, askerî zekâsı ve halk üzerindeki güveniyle İtalyanları yıllarca durdurdu. Birçok kez pusu kurdu, şehirleri korudu, köyleri tahkim etti.

Onun inancı şuydu:

Hakkın karşısında durana ‘hükümet’ denilse ne yazar, mülk sahibi görünse ne yazar. Hakkın karşısında duran kim varsa o benim düşmanımdır.


İlim ve Cihadı Birleştiren Bir Şahsiyet

Ömer Muhtar, sadece bir komutan değildi. Aynı zamanda bir kadıydı, öğretmendi, davetçiydi.

  • Cihada katılanlara Kur’an dersi veriyor,

  • Halkı şirkten uzak, saf tevhid inancına çağırıyor,

  • Batı’nın kültürel işgaline karşı uyanık olmalarını öğütlüyordu.
    Onun gözünde mücadele yalnızca fizikî bir savaş değil; inanç, şahsiyet ve ümmet bilinci mücadelesiydi.


Kompromissiz Duruşu: Uzlaşma Yok, Taviz Yok

İtalyan yönetimi ona defalarca “silah bırak, sana maaş bağlayalım, köyünü serbest bırakalım” teklifleri sundu. Ancak Ömer Muhtar’ın cevabı netti:

Ben Allah’ın hükmü dışında bir hükmü kabul etmem. Zulümle uzlaşmam. Hakkı satın alamazsınız.

Hiçbir zaman pasif direnişi kabul etmedi. “Gücümüz yetmiyor” bahanesine sığınmadı. Çünkü onun için galibiyet değil, şahitlik önemliydi. Nitekim bununla ilgili şöyle demiştir:

Biz teslim olmak için değil, şehid olmak için savaşıyoruz.


Tutuklanışı ve Mahkeme Duruşması

1931 yılında bir çatışma sırasında atının düşmesiyle yaralandı ve İtalyanlar tarafından esir alındı. Mahkemeye çıkarıldığında 70 yaşındaydı. Gözleri zayıf görüyordu ama iradesi sapasağlamdı.

Mahkeme tutanaklarında geçen şu sözleri, onun tevhidî duruşunu en güzel şekilde yansıtır:

Ben hayatım boyunca hak bildiğim yoldan dönmedim. Bugün de dönmeyeceğim. Allah şahidimdir.


Şehadeti ve Bize Bıraktığı Miras

16 Eylül 1931 sabahı, İtalyanlar tarafından Bingazi’de kurulan darağacına çıkarıldı. Binlerce Libyalının gözü önünde şehid edildi. O sabah onun dilinden çıkan son sözler, onun bütün hayatının özeti oldu:

"Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Rasûlullah."

Şehadeti, korku salmak için planlanmıştı ama Allah, o idamı ümmetin uyanışına bir işaret kıldı.


Bize Ne Bıraktı?

Ömer Muhtar, bir sistem kurmadı ama bir ahlak, bir iman, bir duruş bıraktı.
Bugün Müslümanların “rejimle uzlaşalım, oyla değiştirelim, zamanı değil” dediği noktada, Ömer Muhtar bir dağın zirvesinden seslenir gibi haykırmaktadır:

Zulme karşı susan dilsiz şeytandır!


KAYNAKLAR:

  • Ali Muhammad Sallabi, Ömer Muhtar – Direnişin İslami Lideri

  • Mustafa Fayda, İslâm’da Cihad Tarihi

  • Italian Archives: Military Reports on Cyrenaica Resistance (1911–1931)

  • Al-Jazeera, Libya Belgeselleri (Arapça arşiv)

img

Şamil Çelik

Yorumlar